24 Ağustos 2016 Çarşamba

Ulaş Taçdelen Yıkık Mavi Köşk

1 Ocak Salı
Bugün kar yağdı, hem de ilk kez
Mahalle beyaz, tıpkı düşlerim gibi
Mektebe giden yolda seyre daldığım Yıkık Mavi Köşk’ü saklıyor gibi
O gün gördüm işte seni, hatırlarım
Tenin gibi bembeyazdı sanki kaldırım
Ama siyahtı büyülü gözlerin, rüzgara yenik o upuzun saçların
4 Şubat Perşembe
Cesaret edip de ilk kez konuştum senle
Gülümsedin
Bahar rengiydin
Sayende sarhoş ben
Rüya gibiydi, uyanmak istemem
Sık sık görüştük önce
Yıkık Mavi Köşk’ün önünde buluşup
Eninde sonunda gün batımı öpüşüp güneşle, vedalaşırdık içimde hüzünle
Ve şimdi yaşlılık, sarardı yıllar
Mevsim hep aynı; buruk sonbahar
Sen de yoksun ya en çok o koyar

YIKIK MAVİ KÖŞK’ÜN ÖNÜ
HALA KARLI VE BEYAZ
SONBAHARDA BAK ÖMÜR
ÖLÜM SENSİZ NE AYAZ

Sen yoksun artık
Hani ölüm ayırmazdı bizi nerdesin?
Ya sen yalancısın ya da Azrail
Bırakıp gittiğin köşk gibi tükendim
İçime kapandım
Anılar olmasa sana çok kızardım
Ama ben yine gözümü yumunca seninle yaşadım ve yaşlandım
Nerdesin?
7 Mart, saat 02:00
Uyumadım yine
Gazetede gördüm bak yakılmış Mavi Köşk
Yok olmaz!
İşte bunu kaldıramam anla
O köşk senden bana kalan son hatıra
Tamam, tamam ağlamıyorum bak
Seni ilk gördüğüm gibi giyindim şimdi
Taradım saçımı, hazırım gibi
Bir hayli heyecanlı, sakarım bugün
Hoşçakal günlük ve ömrüm
Yıkık Mavi Köşk’tü son gördüğüm
Merhaba aşkım, geldim sana
Bekleyemedim, ben öldüm üzgünüm…

YIKIK MAVİ KÖŞK’ÜN ÖNÜ
HALA KARLI VE BEYAZ
SONBAHARDA BAK ÖMÜR
ÖLÜM SENSİZ NE AYAZ

Söz : Ulaş Taçdelen
Müzik : Can Kazaz
Hiç yorum yok :

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder